Kardeşim, Adı Gibi İbrahimi Bir Hayat Yaşadı” (1)

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Saraçhane’de şehit düşen İbrahim Yılmaz‘ın ağabeyi İsa Yılmaz, kardeşine dair “Bütün çevresi şahittir ki İbrahimi bir hayat sürdü. 25 yıllık hayatı boyunca ondan bir kötülük sadır olduğunu görmedim. Erdemli duruşunu her yerde gösterirdi. Çok güzel vasıfları ve huyları vardı. Haksızlık ve zulmün olduğu yerde İbrahim hep duruş sergilemiştir. Canını, çoluğunu, çocuğunu hiçe sayarak meydana çıkması bunun göstergesidir.” dedi.

FETÖ’nün darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin bulunduğu Saraçhane’de şehit düşen İbrahim Yılmaz’ın ağabeyi İsa Yılmaz, kardeşini AA muhabirine anlattı.

Şehit Yılmaz’ın kardeşten öte yol arkadaşı olduğunu dile getiren Yılmaz, “En küçüğümüzdü. Gurbette beraber okuduk. Hep yan yana olduğumuz için aynı zamanda bir arkadaşlık hukukumuz da vardı. Onun dışında bir hoca talebe ilişkimiz de vardı. Bazı İslami ilimlerde o bana üstatlık yapmıştır. Bazılarında da ben ona. Gurbette olduğumuzdan anne-baba gibiydik birbirimize. Aramızda çok farklı bir muhabbet vardı. Bu nedenle birbirimize daha fazla kenetlenmiştik.” diye konuştu.

Yılmaz, kardeşinin övülmeye değer çok özelliği olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Şahadetinden sonra anladım ki ondan alacağım çok şeyler vardı. Benim gurbete çıktığından çok daha küçük yaşlarda buraya geldi. Hatta babam, ‘Bunun yaşı küçük. Yatılı eğitime dayanamayabilir.’ demişti. Ben de İbrahim’i bu konuda denemek istedim. ‘Ben buradan hiçbir yere gitmem. Ben burada okuyarak hafız olacağım.’ dedi. Bu tutumu okumasını ve diğer İslami ilimleri de almasını sağladı.”

Kardeşinin hafızlığını tamamladıktan sonra Arapça eğitimi aldığını aktaran Yılmaz, kardeşinin sonrasında ise kıraat ilmi eğitimini ve icazetini aldığını kaydetti.

Yılmaz, kardeşinin 2015’te Erzurum Şenkaya‘da bir köyde imam olarak göreve başladığını aktararak, şunları anlattı:

“14 ay gibi bir zaman vazifesini sürdürdü. Bayram için buraya geldi. Dönmesine bir gün kala burada şehit oldu. O uzakta olduğundan birbirimizi çok özlemiştik. O dönem görev yaptığı yerlerde PKK‘nın da faaliyetleri vardı. Bayramda buraya geldi. Ben de eşimin ailesini ziyarete Ankara‘ya gitmiştim. Geri geldiğimde ‘Biz Erzurum’dan geliyoruz. Sen kaçıp gidiyorsun.’ diye sitem etti. Onun üzüntüsü hala içimdedir. Böyle bir şey olacağını bilemedik. Burada dolu dolu bir tatil geçirdi. Ziyaret ettiği herkes ondan bir değişiklik hissetmişti. Sanki bir veda ziyareti gibiydi.”

Darbe girişimi haberini Fatih‘teki baba evine giderken radyoda aldığını anlatan Yılmaz, şunları söyledi:

“Otobana inmeden olayın boyutunu içeriğini anladık. Hatta bunun kimler tarafından yapılıyor olacağını da idrak ettik. Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Yargı ve emniyet darbesi yapmaya çalıştılar. En son asker içindeki hainlerle bu işi yapmaya çalıştılar. Telefonlarımız da kapandığından kimseden haber alamadık. İbrahim’in de bu konudaki tutumunu bildiğim için bir an önce ona ulaşmayı istiyordum. Çünkü çok cesaretli ve şecaatli biri. Böyle durumlarda asla ve asla geri durmayacağını biliyordum.”

Yılmaz, uzun bir süre trafikte kaldıklarını aktararak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın çağrısıyla arabasını bırakarak çocukları ve eşiyle beraber yürümeye başladığını söyledi.

“Hastane duvarları bile kan içerisindeydi”

Babasıyla görüştüğünde ilk kardeşi İbrahim’i sorduğunu dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:

“Eve vardık. Sonra kız kardeşim de benimle gelmek istedi. Engel olamadım. Bize İbrahim’in emniyete gittiği haberi geldi. Daha sonra öğrendiğimiz üzere Saraçhane’ye gelmiş. Emniyete inerken telefondan haber geldi. Benim ve kardeşimin kıraat hocası ‘İbrahim yaralanmış.’ dedi. Meğerse şehit olmuş. Tam Saraçhane’ye geldiğimizde İbrahim’in beraber hareket ettiği arkadaşlarından biri aradı. ‘Hocam, İbrahim’i kaybettik.’ dedi. Bir an duraksadım. Olayı tekrar dinlemek için aradım. Kız kardeşim de çok telaşlıydı. Hastanenin olduğu yerde hedef olmamak için lambaları patlatmışlardı. Çok zor şartlarda hastaneye girdik. Bizim olduğumuz yere de ateş edildi. Hastanenin bir girişi vardı ki… Hani haberlerde görürüz ya Gazze ve Suriye‘deki hastanelerin koridorlarının hallerini. Duvarlara kadar her taraf kan içindeydi. İnsanlar yerlerde yatıyordu. Bir mahşer gibiydi. Üst kata odaya çıktığımda babam İbrahim’in naaşına sarılmış feryat ediyordu. Biz de kendimizden geçtik. Yanımızdan sürekli şehitler geçiyordu. Sonra annem ve diğer kardeşim de geldi. Kardeşim şehit oldu ama bir yandan da memleket için ne olacağını düşünüyorduk. Çok istemiş olduğu Edirnekapı Şehitliği’ne onu defnettik. Mehmet Akif Ersoy‘un yakınına… Son gelişinde onu da ziyaret etmişti.”

Yılmaz, aile içerisinde bir şehit barındırmanın çok büyük bir duygu olduğunu anlatarak, her şeye rağmen bir kardeşi kaybetmenin çok acı olduğunu söyledi.

Kardeşinin ismiyle müsemma bir hayat yaşadığını kaydeden Yılmaz, “Bütün çevresi şahittir ki İbrahimi bir hayat sürdü. 25 yıllık hayatı boyunca ondan bir kötülük sadır olduğunu görmedim. Erdemli duruşunu her yerde gösterirdi. Çok güzel vasıfları ve huyları vardı. Haksızlık ve zulmün olduğu yerde İbrahim hep duruş sergilemiştir. Canını çoluğunu çocuğunu hiçe sayarak meydana çıkması bunun göstergesidir. Millet ve din aleyhine yapılan her girişimde meydana çıkıp üzerine düşen vazifeyi yaptığına da şahidiz. Sabrı ve metaneti de en güzel özelliklerindendi. Ben ondan razıyım. İnşallah o da bizden razıdır. Yanı başımızda bir hazinenin varlığına anladık. Allah şehadetini kabul etsin.” diye konuştu.

 EBRU BEKEN
NOVA MEDYA
GRUP BAŞKANI

Halil İbrahim Dinçel

Gazeteci-Yazar aynı zamanda Siyaset Bilimci olan Halil İbrahim DİNÇEL 20 Kasım 1966 İstanbul’da doğdu. Yayın ve yayımcılık hayatına çok küçük yaşlarda ÖTÜKEN Dergisinin elden dağıtımı ile başlayan DİNÇEL ulusal olarak yayınlanan TÜRKELİ-BİZİM ANADOLU-YENİÇAĞ-ORTADOĞU-HERGÜN-MİLLET-AYYILDIZ Gazetelerinin yanında YÖR-TÜRK-2023-YENİ AVRASYA-ORKUN dergilerinin de uzun yıllar Çukurova bölge müdürlüklerini yaptı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir